Sektör

toplu yemek

Tüm Türkiye genelinde binlerce firma olmasına rağmen bu firmaların genel çalışma sistemlerine baktığımızda, tüm müşterilerine (grossmarketler, inşaat şantiyeleri, okullar, şirket merkezleri, fabrikalar vs.) beyaz yakalı, mavi yakalı, ağır sanayi çalışanlarının yemek kültürü, kalori değerleri ve yemek alışkanlıklarına bakılmadan, aynı kazandan çıkan yemekler servis edilmektedir. Ayrıca, yemek yiyen bireyler olarak her birimiz yemek hakkında birtakım yorumlar yapabiliriz. Bu doğrultudan yola çıkarsak, yemek üretim tesisinin mevcut müşteri sayısına ve üretim kazanlarının büyüklüğüne göre yemek kalitesi düşmektedir. Her ne kadar kaliteli hammadde kullanarak reçete usulü üretim yapmış olsalar bile, müşteri mevcut sayısının yüksekliği kalitede önemli bir düşüşe sebep olmaktadır. Çünkü kazan yemekleri ile tencere yemekleri arasındaki bariz fark hepimizin malumudur. Öte yandan üretimden çıkan yemekler her ne kadar muhafazalı araçlarda sevk edilmiş olsalar dahi, yemeklerin üretimden çıktığı zamandan, müşteriye teslimine kadar geçen süre ve büyükşehirlerde araç trafiğinin yoğunluğu, araçların servis güzergâhlarının uzaklığı, yemeklerin zamanında yerine ulaşamamasına, görüntü ve kalitesinin düşmesine, özelliğini kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Yemek firmaları her ne kadar kendince önlem almış olması, bu sıkıntıların yaşanmaması anlamına gelmemektedir.

Maalesef bu sektörün bir gerçeğidir. Bu da Albert Einstein’ in “sorunlar onları yaratanların mantığıyla çözülemez” sözünü akla getirmektedir.

Boğaziçi Yemek olarak tüm bu sorunlara uygulamış olduğumuz konseptimizle kalıcı çözümler sunmaktayız.